6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 395. Maddesi Uyarınca Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Şirkete İşlem Yapma ve Borçlanma Yasağı
13 Ocak 2011 tarihinde kanunlaştırılan 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu (“Kanun”), 26 Haziran 2012 tarihli 6335 sayılı Kanun ile getirilen değişiklikler ile beraber 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yeni Türk Ticaret Kanunu ile yürürlüğe giren hükümlerden biri “Şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma yasağı” başlığını taşıyan 395 inci maddedir. İlgili maddenin 1. fıkrasında yönetim kurulu üyelerinin şirketle işlem yapma yasağından bahsedilirken; 2. fıkrasında “pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri ve bu üyelerin yakınlarının” şirkete nakit borçlanma yasağından söz edilmektedir.
395 inci madde ile getirilen bu yasakların temel amacı, şirketlerin profesyonelce yönetilmesinin sağlanması, yönetim kurulu üyelerine verilen temsil yetkisinin kötüye kullanılmasının engellenmesi ve şirket menfaatlerinin korunmasıdır.
ŞİRKETLE İŞLEM YAPMA YASAĞI
395. maddenin ilk fıkrası; yönetim kurulu üyelerinin, genel kuruldan izin almadan, şirketle kendileri veya başkaları adına herhangi bir işlem yapamayacaklarını hükme bağlamıştır. Yasak, temsil yetkisine sahip olmayan yönetim kurulu üyelerini ve murahhas müdürleri de kapsamaktadır. Yasak kapsamındaki şahıslar, kendi hesaplarına üçüncü kişilere de işlem yaptıramazlar.
Bu fıkrayla birlikte 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanununun 334/1 hükmünde yer alan “şirket konusuna giren ticari bir muamele” ifadesi kaldırılmış ve yönetim kurulu üyelerinin şirketle yapacağı her türlü hukuki işlem yasaklanmıştır. Ancak hükümde belirtildiği üzere genel kuruldan izin alınması halinde yönetim kurulu üyesinin şirket ile işlem yapabilmesi mümkündür. Genel kurul yapılacak olan işleme izin verebileceği gibi icra olunmuş işleme icazet de verebilir. Genel kurul bu izni genel olarak yönetim kurulunun bütün üyelerine verebileceği gibi sadece belirli üyelere de verebilir. Genel kurul kararında iznin geçerlilik süresini belirleyebilir. Kararda iznin geçerlilik süresine ilişkin bir düzenleme yapılmaması halinde, karar tarihinde görevde bulunan veya aynı genel kurulda seçilen üyeler açısından izin süresiz olarak geçerli olacaktır. Dolayısıyla yönetim kurulu üyeleri değişmedikçe, her olağan genel kurul toplantısında iznin yinelenmesine gerek olmayacaktır.
Bazı karşıt görüşlerin varlığına rağmen doktrinde şirket esas sözleşmesine koyulacak bir hüküm ile işlem yapma yasağının kaldırılabileceği savunulmaktadır. Esas sözleşmeye konulan bu yönde bir hükümden istisnasız bütün yönetim kurulu üyeleri yararlanacaktır ve genel kurulun bu hükme aykırı bir karar alması mümkün olmayacaktır.
Ancak belirtmek gerekir ki, ister genel kurul tarafından verilecek genel nitelikli veya kişisel karar ile ister esas sözleşmeye eklenecek hüküm ile yasağın kaldırılması, yönetim kurulu üyelerinin keyfi bir şekilde şirketle işlem yapmalarına cevaz vermez. Sadakat yükümlülüğünün gereği olarak yönetim kurulu üyeleri, şirketin çıkarlarını korumakla mükelleftir, aksi takdirde şirketin doğacak zararlarını gidermekle yükümlüdürler.
YASAĞA AYKIRI İŞLEM YAPILMASI
Yasağa aykırı işlem yapıldığı takdirde, işlemin sakatlığının niteliğine ilişkin Kanun açık bir düzenleme öngörmemiştşir. Doktrindeki görüşlerden birine göre, yasağa rağmen şirket ile yapılan işlem ortaklığı bağlamayıp, karşı tarafı bağlaması sebebiyle askıda hükümsüzdür. Genel kurul sonradan vereceği icazet ile işlemin baştan itibaren geçerli olmasını ve işlemin şirket açısından bağlayıcılık kazanmasını sağlayabilir . Bu nedenle şirket, işlemin kendisi açısından batıl olduğunu ileri sürebilecektir. Buna rağmen şirketin gördüğü zararlar için yönetim kurulu üyesi sorumlu tutulabilecektir. Eğer şirket tarafından yönetim kurulu üyesine ödeme yapılmışsa, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edilebilir.
ŞİRKETE BORÇLANMA YASAĞI
395 inci maddenin ikinci fıkrasında ise; pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri ve bu üyelerin pay sahibi olmayan alt ve üst soyu, eşi ve üçüncü derece dahil üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarının şirkete nakit borçlanamayacağı düzenlenmiştir.
Mülga Türk Ticaret Kanunundan farklı olarak, anılan özellikteki kişiler arasından pay sahibi olanlar hükmün kapsamının dışında bırakılmıştır. Zira pay sahiplerinin borçlanma yasağı 358. maddede ayrıca düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; “Pay sahipleri, sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlarını ifa etmedikçe ve şirketin serbest yedek akçelerle birlikte karı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olmadıkça şirkete borçlanamaz.” şeklinde öngörülmüştür.
İlgili hükümde şirkete nakit olarak borçlanmak yasak kapsamına alınmıştır. Ancak nakit borçlanmanın yanı sıra kefalet, rehin, garanti gibi teminat sözleşmeleri ve diğer her türlü borç yüklenilmesi yasak kapsamının içinde yer almaktadır. Ayrıca şirket, yönetim kurulu üyeleri ve onların yakınları ile kurduğu bazı ortaklıklar bakımından da borç altına giremeyecektir. Şirkete borçlanma yasağının istisnasını, Kanun’un 202 inci maddesinde öngörülen şirketler topluluğuna dahil şirketlerin gerçekleştirdiği kefalet ve garanti işlemleri oluşturmaktadır. Ancak, topluluğa bağlı şirketler için kefalet ve garanti verme işlemleri haricindeki borçlanmalar yasaktır.
Borçlanma yasağının ihlal edilmiş olması, işlemin geçersizliğine sebep olmayacaktır . Bu durumda şirket alacaklıları, şirketin borçlandırıldığı tutarda şirket borçları için yasağı ihlal eden şahıslar aleyhine doğrudan takip başlatabilecektir. Bu hukuki yaptırımın yanında bir de cezai yaptırım söz konusudur. Borçlanma yasağını ihlal eden kişiler TTK’nın 562/5 fıkrasına göre, üç yüzden günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılır .
- Poroy/ Tekinalp/ Çamoğlu, Ortaklıklar Hukuk, s.371.
- Ayşe Selcen Kutgi Taşan, Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerinin Yükümlülükleri ve Tabi Olduğu Yasaklar, s.165
- Poroy/ Tekinalp/ Çamoğlu, Ortaklıklar Hukuk, s.371.
- Ayşe Selcen Kutgi Taşan, Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerinin Yükümlülükleri ve Tabi Olduğu Yasaklar, s.166
- Poroy/ Tekinalp/ Çamoğlu, Ortaklıklar Hukuk, s.371.
- Ayşe Selcen Kutgi Taşan, Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerinin Yükümlülükleri ve Tabi Olduğu Yasaklar, s.170
- Tekinalp, Sermaye, s.281
- Ayşe Selcen Kutgi Taşan, Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerinin Yükümlülükleri ve Tabi Olduğu Yasaklar, s.171
CANAZ YILMAZ HUKUK BÜROSU
Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı Canaz Yılmaz’a sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Verilen bilgiler yalnızca genel amaçlıdır; kopyalanamaz ve çoğaltılamaz. Bilgilerin uygulanabilirliği, güncelliği ve güvenilirliği konusunda garanti verilmemektedir. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.