7244 sayılı Yeni Koronavirüs (COVID-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun’unun Çalışma Hayatına Etkileri
Yeni tip coronavirüs (COVID-19) salgınının etkilerini azaltmak adına alınan idari tedbirlere bir yenisi eklenmiştir. 17.04.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7244 sayılı Kanun ile Salgının ekonomik ve sosyal yaşama etkilerini azaltmak maksadıyla yapılan yeni düzenleme neticesinde ekonomik hayata etki edecek yeni düzenlemeler yapılmıştır.
İş Sözleşmelerinin İşveren Tarafından Feshinin Yasaklanması
7244 sayılı Kanun, üç aylık süre ile çalışanların iş sözleşmelerinin işveren tarafından feshi yasaklamaktadır. Yeni düzenleme ile İşverenler önümüzdeki üç ay süre boyunca sadece ahlak ve iyi niyet kurallarını gerekçe göstererek çalışanların iş sözleşmelerini feshedebilecektir. Üç aylık fesih yasağı süresini altı aya kadar uzatmaya Cumhurbaşkanı yetkili kılınmıştır.
Ayrıca düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih 17.04.2020 tarihinden itibaren işverenin talebi ile ve çalışanın rızası aranmaksızın, çalışanlar üç aylık süre için tamamen veya kısmen ücretli izne çıkarılabilecektir. Bu durum, ücretsiz izne ayrılan çalışanın iş sözleşmesini feshetmek adına haklı bir sebep teşkil etmeyecektir. Kanun kapsamında yasak hükümlerine aykırı olarak iş sözleşmesini fesheden işveren veya işveren vekiline, sözleşmesi feshedilen her çalışan için feshin yapıldığı tarihteki aylık brüt asgari ücret tutarında idari para cezası öngörülmüştür.
Yeni düzenleme uyarınca, işverenin çalışanların iş sözleşmelerini ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık dışındaki sebeplerle feshetmesi yasaklanmıştır. Bir başka deyişle işverenin, 17.04.2020 tarihinden itibaren üç aylık süre içerisinde çalışanın yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebeple feshetme imkânı bulunmamaktadır.
Ancak bu durum birçok tartışmayı da beraberinde getirmektedir. Bunlardan biri, iş sözleşmesini haklı nedenle fesheden işverenin daha sonra çalışan tarafından açılacak bir davada, feshe gerekçe olarak ileri sürdüğü nedenin Mahkeme tarafından haklı neden kabul edilmemesi halinde işverenin sorumluluğudur. Yeni düzenleme ile işverene yükletilebilecek idari para cezasının bu durumda uygulanıp uygulanmayacağı muğlak bırakılmıştır.İşverenin sorumluluğu geçmişe dönük doğabileceğinden bu süreçte istihdam planlamaları yapılırken doğru adımların atılması ve muhakkak uzman görüşü alınması gerektiği kanaatindeyiz.
Nakdi Ücret Desteği
Geçtiğimiz günlerde salgın nedeniyle alınan idari tedbirler ile kısa çalışma ödeneğinden faydalanma şartları esnetilmişti. Ancak birçokları tarafından, son düzenlemeler dâhilinde kısa çalışma ödeneğinden faydalanamayan çalışanları kapsayan yeni bir düzenleme beklenmekteydi. Bu minvalde, kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan veya 7244 sayılı Kanun kapsamında ücretsiz izne çıkarılan çalışanlar ile İşsizlik Sigortası Kanunu’nun 51. Maddesi kapsamında olup 15 Mart 2020 tarihinden sonra iş sözleşmesi feshedilen ve işsizlik ödeneğinden yararlanamayan işçilere herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan yaşlılık aylığı almamaları ve fesih yasağı süresini geçmemek kaydıyla, bu süre içinde ücretsiz izinde bulundukları veya işsiz kaldıkları süre kadar işsizlik fonundan günlük 39,24 TL nakdi ücret desteği verileceği açıklanmıştır.
Bu destekten sadece damga vergisi kesileceği açıklansa da bir çalışan otuz günlük ödenek alsa dahi kazancı 1165 TL olabilecektir. Kısa çalışma ödeneğinin son on iki aylık ortalama kazanca göre 1752 TL ile 4380 TL arasında değiştiği göz önünde bulundurulursa, bu miktar hakkaniyet açısından tartışılabilecektir.
Tüm bu gelişmelerin yanı sıra, çalışanlarının mağduriyetlerini önlemek adına işverenlerin tamamlayıcı ödeme yapabilmeleri hususu hala muğlaklığını korumaktadır. 7244 sayılı Kanun’da vurgulandığı üzere, ücretsiz izne ayrılarak nakdi ücret desteğinden yararlanan çalışanın fiilen çalıştırıldığının tespiti halinde işverene, bu şekilde çalıştırılan her çalışan ve çalıştırıldığı her ay için ayrı ayrı olmak üzere fiilin işlendiği tarihteki aylık brüt asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanacak ve ödenen nakdi ücret desteği ödeme tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte işverenden tahsil edilecektir. Kısa çalışma uygulamasında olduğu gibi çalışılmayan döneme ilişkin yapılacağı açıklanan bu ödemeye işveren tarafından ek ödeme yapılması, bu ek ödemenin bordrolaştırılması konusunda sorunları beraberinde getirecektir. Hal böyle olmakla birlikte, dönemin şartları göz önüne alındığında işçiye yapılacak tamamlayıcı ödemeler hakkında bir düzenleme yapılması zaruri görülmektedir. Aksi halde bordroda yer alacak ödemelerin çalışana, emeği karşılığında verilebileceği, bunun fiili çalıştırmama yasağına aykırılık oluşturabileceği ve işverenin, yukarıda açıklanan idari para cezaları bakımından sorumlu tutulabileceği söylenebilecektir. Tüm bunlara rağmen, çalışanlarının menfaatini düşünerek hareket ederek çalışanlarına tamamlayıcı ödeme yapan işverenlere yaptırım uygulanmasının, COVID-19 salgınının önlenmesine ilişkin sosyal sorumluluklarını yerine getirilmesi bakımından yararının bulunmayacağı kanaatindeyiz.
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmeleri Kanunu’ndaki Süreler
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu kapsamındaki yetki tespitlerinin verilmesi, toplu iş sözleşmelerinin yapılması, toplu iş uyuşmazlıklarının çözümü ile grev ve lokavta ilişkin süreler üç ay süreyle uzatılmıştır. Bu süreyi üç aylık uzatma yetkisi Cumhurbaşkanına verilmiştir.
Bu düzenleme ile üretimi sekteye uğratabilecek süreçlerin önüne geçmek ve salgının ekonomik etkilerinin azaltılması hedeflenmiştir. Ayrıca sosyal mesafeyi korumanın önemli olduğu bu günlerde, çalışanların topluluk halinde bulunmalarının önüne geçilmek istenmiştir.
Kısa Çalışma Ödeneği
COVID-19 sebebiyle işverenlerin yaptıkları zorlayıcı sebep gerekçeli kısa çalışma başvuruları için, uygunluk tespitinin tamamlanması beklenmeksizin, işverenlerin beyanı doğrultusunda kısa çalışma ödemelerinin gerçekleştirilmesine karar verilmiştir. Ayrıca, İşverenin hatalı bilgi ve belge vermesi nedeniyle yapılan fazla ve yersiz ödemeler, yasal faizi ile birlikte işverenden tahsil edileceği belirtilmiştir.
Her ne kadar, İŞKUR uygunluk tespitinin en geç 60 gün içerisinde sonuçlandırılacağını açıklamış olsa da, bu sürenin uzaması halinde çalışanların olası mağduriyetlerinin önüne geçilmek istenmiştir. Tüm bunlara rağmen, işveren, kusurundan kaynaklı fazla ve yersiz ödemelerden sorumlu tutulmuştur. Dolayısıyla kısa çalışma ödeneğine başvuran işverenlerin beyanlarının hatasız olması gerekmektedir.
Saygılarımızla,
CANAZ YILMAZ HUKUK BÜROSU
Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı Canaz Yılmaz’a sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Verilen bilgiler yalnızca genel amaçlıdır; kopyalanamaz ve çoğaltılamaz. Bilgilerin uygulanabilirliği, güncelliği ve güvenilirliği konusunda garanti verilmemektedir. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.